Kara sevda dedikleri daha ne olabilir ki?
Kimine göre bir iksir, kimine göre aşk, kimine göre ise sadece çikolata, evet yanlış okumadınız bugünkü konumuz kara sevda çikolata!
Çikolata-Chocolate-Chocolade ve farklı dillerde daha niceleri deniyor ona. Peki çikolatanın adı gerçekten nereden geliyor?
Çikolatanın tarihinin bundan yıllar yıllar öncesine, taa 1500’lü yıllara kadar dayandığı düşünülmektedir. Çikolata kelimesi Aztek dilinde; Kakao çekirdeklerinin havanda sertçe dövülmesinden çıkan yüksek sesten dolayı ‘’Gürültü’’ anlamına gelen ‘’Choco’’ ve ‘’su’’ anlamına gelen ‘’atle’’ kelimelerinden ortaya çıkmıştır. Eski Amerika uygarlıklarından Mayalar’dan önce Olmecler’in kakao ağaçlarını kullandıkları biliniyor, zaten ‘’kakao’’ kelimesi de Olmec dilinden giriyor hayatımıza.
O Mayalar olmasa ne olacaktı bugün Çikolata?
Mayalar’ın kakaoya hak ettiği anlamı, yani ilahi bir anlam yüklemesiyle kakao ağacı bilinirliği ve önemi zirveye çıkmıştır. Mayalar için o kadar önemlidir ki, tüm seremonilerde özel biri yeri vardır kakao’nun. Kakao yağını çikolataya dönüştürmeyi de ilk akıl eden yine onlardır. Aslında kakao ağacının bilimsel ismi ‘’Theobroma Cacao’’ yani ‘’Tanrıların Yiyeceği’’ anlamına gelmektedir. Yani biz bırakmak istesekte bizi asla bırakmayan, zor anlarımızda yanımıza koşan ya da marketçi abiyi bir telefonla yanımıza koşturan en tatlı dostumuz çikolatanın tarihi 1500’lü yıllara dayanır.
Oysa herkes öldürür sevdiğini!
Don Cortez, İspanyol bir denizci olur kendisi, 1528 yılında yaptığı keşif ile bir nevi dünyanın seyrini değiştiren şahane adam! Peki kim bu adam? Cortez, çikolatayı ilk defa ticari bir içecek olarak bizlere sunan 1500’lerin Steve Jobs’u bir nevi. Öyle bir ticari keşif ki bu yapılan çook kısa süre içerisinde tüm dünyayı kasıp kavuruyor; 1606 İtalya, 1615 Fransa, 1657 yılında ise İngiltere’ye yayılıyor ticari anlamda çikolata üretimi. Bir çok tarihçiye göre 1700’lü yılların başında sadece Londra’da 2 bin adet çikolata imalathanesi bulunuyordu. Gümbür gümbür geliyordu çikolata!
İtalyan din adamları bu mucizeye aşık olmuşlardı ama unuttukları bir şey vardı… Oysa herkes öldürürdü sevdiğini: Çikolata’nın gümbür gümbür gelen sesine karşı koyamayan Papa 14. Clement, aşkın hançerini yemişti sırtına, çok sevdiği sütlü çikolatasının içine atılan zehir ile öldüğü bilinen gerçekler arasındadır.
Kim bu çikolatayı bulan? Çabuk kalksın tahtaya!
Yenilebilir formdaki çikolata, ilk olarak 19.yüzyıl ortalarında çıktı. Tahmin edin hangi ülke yaptı? Belçika cevapları alır gibiyiz ama cevaplarınızı kibarca geri çevirmek zorundayız, çünkü 1700’lü yılların başında 2 bin imalathanesi bulunan İngilizler yaptı tabii ki. İngiltere ve İsviçre de gördük ilk çikolataları. Ancak onlardan hemen önce boş durmayan Hollandalı Van Houten: Bu akımı herkesten önce ben yakalamalıyım dercesine işe koyuldu ve 1828 yılında kakao çekirdeklerini presleyerek elde ettiği yağdan bazı maddeleri çıkardı, değirmenden geçirerek kimyasal bir işleme tabi tuttu ve bu işlemler sonucunda kakao tozu elde etti. Hollandalı abimizin keşfi ile birlikte dünya üzerinde insanlığa yapılan en büyük iyilik yapıldı ve çikolata yavaş yavaş bugün tüketmekte olduğumuz halini almaya başladı. Hemen ardından İngiliz Joseph Fry yenilebilir ilk çikolatayı hayatımıza soktu. Ha tabii ki bu buluşlar yapılırken İsviçre Alplerinden gelen bir ses; ‘’Arkadaşlar ben de sütün içindeki fazla suyu çıkarttım onun yerine çikolata kattım çok ta güzel oldu.’’ diyerek sütlü çikolatayı imal etti. Ve evet ‘’Sütlü çikolata mı? Bitter çikolata mı?’’ ikilemini o İsviçreli arkadaş nam-ı değer Daniel Peter başlattı.
Kakao Tozu: Hollanda’dan Van Houten Yenilebilir Çikolata: İngiltere’den Joseph Fry
Sütlü Çikolata: İsviçre’den Daniel Peter
E peki Türkiye’ye ne zaman geldi?
Türkiye'nin ilk yerel üretim yapan çikolata fabrikası, Cumhuriyetten üç yıl sonra, 1927'de Feriköy'de kuruldu. Ha Türkiye’ye çikolata 1927’de mi geldi derseniz, cevabımız hayır; Taa Osmanlı dönemlerine dayanıyor ilk çikolata tadımı. İtalyan gezgin Gemelli Careri’nin bizleri ilk çikolatayla tanıştırdığı söylenir. 1693 yılında İzmir’e gelen gezgin, burada yakın çevresine ikram ettiği sıcak çikolata ile bu aşkın ateşini yakmıştı. Ancak halkın bundan haberi olduğunu söylemek pek mümkün değil, aynı Avrupa gibi bizlerde de o dönem sadece saray çevresinin deneyimleyebildiği bir zevk olmuştur.
Belki ilk biz bulmadık çikolatayı ama son kalana kadar tek amacımız herkese çikolata yedirebilmek olacak!
500 yılı aşkın bir süredir dertlere deva, ayrılana omuz, ağlayana mendil, mutluluğa sebep olan çikolataya sevgilerimizle,
Elvan Gıda seni hep en güzel halinde tutacak, tıpkı Fiorella Elegance’ı zirvede tuttuğu gibi!
Bonus Bilgi:
‘’Abi biraz garip duruyor ama yenir bence.’’
Bugüne kadar bulunan en eski çikolatanın izlerine 2600 yıllık bir çömleğin içinde rastlanmıştır.